Katıldığım iş adamları toplantılarında ve sohbetlerde yönetici işverenden şikayetçi , iş verenler de istedikleri gibi yönetimi oluşturamadıklarından şikayetçi olduklarına tanık oluyorum. Şirket sahiplerinin ve yöneticilerin bu söylemleri şirketlerin kurumsallaşmasında halen faz değişikliği sorunu yaşandığını göstermektedir.
Günümüzde yoğun olarak rekabet koşullarında faaliyet gösteren şirketler başarılı olabilmek için müşteri taleplerine yönelik bir organizasyon yapısını oluşturmak, kaliteli ve ucuz ürün üretmek için sürekli gelişen teknolojiye uygun biçimde küçülerek büyüme ve birleşme yolunu seçmektedirler. Bu duruma şirket kültürü olarak bakmak lazım.
Şirket kültürü, şirketin faaliyetlerini geliştirmede, değişimde, teknolojiye ayak uydurmada ve yapısal değişim sürecinde önemli faktördür. Şirket kültürünü oluşturan faktörler yönetimin merkezini oluştururlar. Bu yönde beceriler, yetenekler ve bilgi şirket kültürünü zenginleştirir. Şirket kültürünü oluşturan öğelerin birbirleriyle etkileşimi paylaşılan değerler sürecinin halkalarıdır. Bu halkaların kopmadan yürütülmesi yönetim sanatıdır. Yönetim sanatı bir model olarak seçmek ve bu modelde başarılı olmak yöneticilerin yönetim seçeneklerine ve dünya görüşüne bağlıdır. Bu açıklamalar ışığında yeni bir model önerilmektedir.
Önerilen yönetim modelinde kurumsal yönetim yetkisi şirket yönetimine değil hissedarlara verilmektedir. Hissedarlar hem yönetim kurulu üyelerini seçecek hem de stratejik kararlarda söz sahibi olacaklardır. Denetleme ve hesap verilebilirliğini etkin hale getirecek bu model denetimin hissedarlardan oluşan bir grupta toplandığı bir sistemi benimsemektedir. Bu model ismi, sorumluluğu ve fonksiyonu belli olan sermayesi güçlü şirket sahiplerini bir araya getiriyor. Çok sayıda küçük hisse sahibini bünyesinde toplayan hissedarlık yapısını ortaya çıkarıyor. Böylece şirket faaliyetlerini ve yönetimi denetleyecek küçük hissedarlar daha etkin hale geliyor. Sonuçta profesyonel yönetici güçlü sahiplik durumu şirkete yön veriyor.
Başta İsveç olmak üzere Batı ülkelerinde ve Amerika’da yaygın bir biçimde uygulanan yeni yönetim modeli, dışarıdan denetim ve geniş tabanlı sahiplik olarak tanımlanıyor. Bu modelin en önemli yararı, uzun vadeli yönetim düşünce tarzını oluşturması ile şirketin kısa vadeli kararların baskısını ortadan kaldırarak ileriye dönük sürdürülebilir büyüme felsefesini esas kılmasıdır. Bu model şirketlerde işsizliğin yerine çıraklığı ve teşviğin yerine eğitimi amaçlayan yönetim ve organizasyon olarak tanımlanabilir.
Yard.Doç.Dr.Fevzi Er
fevzier@duzceakademiksmmm.com